Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Ehli Beyt'in (a.s) parlak bilgilerinin ışığında, her zaman müminlerin zihinlerini meşgul eden temel bir soru vardır: On dört kutsal nur olan masumlarla olan bağımızı nasıl güçlendirebiliriz?
Bu soruya Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Rıza Muhammedi Şahrudi, "Tarihsel Soruşturma" programında ayetler ve rivayetlere dayalı akıcı bir şekilde cevap vermiştir.
Ehli Beyt (a.s) ile olan bağımızın güçlenmesi için atmamız gereken ilk adım, onları olduğu gibi ve rivayetlerdeki tüm varlık boyutlarıyla tanımaktır -Güvenilir rivayetler, tarihi belgeler ve hatta dost ve düşmanların aktarımları aracılığıyla-. Bu tanıma derinleştikçe, onlara olan inancımız, sevgimiz ve bağlılığımız artar ve bu sevgi, onlara karşı olan itaatimizin kaynağı olur.
İtaat sağlandığında, hedefe ulaşmış oluruz. Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği gibi:
"Kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, işte onlar, Allah'ın nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler." (Nisa, 69)
Fatiha suresinde okuduğumuz gibi: "Bize nimet verdiklerinin yoluna" - Peki nimet verilenler kimlerdir? Kur'an'ın Nisa suresi 69. ayetinde tanımlananlar: Peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerdir - ne güzel dostlardır bunlar!
O halde yolun ilk adımı, bu büyükleri tanımaktır. Ardından sevgi gelir ki bu da bu tanımaktan doğar. Daha sonra itaat gelir ki bu da bu sevginin doğal bir sonucudur. İtaat sağlandığında ise insan nihai amacına ulaşır.
İkincisi, insanın onlara olan inanç ve bağlılığının artması için, eylemde onların benzeri olması gerekir. Çünkü birine benzemeye başlayan kişi ona sevgi duyar ve sevgisini ona benzer şekilde ifade eder; tıpkı bir sporcuya hayran olanların onun giyimini taklit etmeye çalışması gibi. Biz de davranışlarımızda onları örnek almalı ve onlara uymaya çalışarak inancımızı güçlendirmeliyiz. Onlarla dostluk ve sevgi kurmak, bizi onlarla birlikte kılacaktır; bu yüzden onların emirlerine ve öğütlerine göre hareket etmeliyiz.
Şimdi şunu söylemek istiyorum: Bir insan eylemde, örneğin namazda, on dört masumdan birini kendine örnek aldığında ne olur? "Bakayım İmam Zeynel Abidin (a.s) nasıl namaz kılıyor, İmam Rıza (a.s) namazda hangi duyguları yaşıyor." der ve sonra onlara benzer şekilde namaz kılmaya çalışır. Bu benzerlik çabası, insanı o büyük kişilere yaklaştırır ve onlara olan inancını pekiştirir.
Üçüncü nokta, onlara tevessül etmenin yakınlaşmayı sağlamasıdır. Nasıl ki Emirül Müminin (a.s) dua ederken kendisini Allah’a vesile kılarak dileklerini istemektedir; biz de bu büyükleri kendimize vesile kılmalıyız ki onları tanıyabilelim ve onlara yaklaşabilelim.
Onlara tevessül etmek, Allah’a yakınlaşmanın kestirme yoludur. Bu kestirme yol bizi daha hızlı bir şekilde hedefe ulaştırır. Eğer bu üç adımı bir arada atarsak; tanıma, eylem ve tevessül ile kalbimiz daha aydınlık ve yolumuz daha kısa olur.
Havza / On dört Masum'a (a.s) yakınlaşmanın yolu üç aşamadan geçmektedir: Doğru bir şekilde tanıma, pratik takip ve samimi tevessül. Bu üç adımı bir arada attığımızda, hem inancımız pekişir, hem de kalbimizde sevgi kök salar ve itaat, bizi ilahi seçkinlerle birlikte olma mertebesine yükseltir.
yorumunuz